Mide Kanserinin görülme sıklığı diğer kanser türleriyle kıyaslandığında son yıllar içinde büyük bir azalma ivmesi göstermiştir. Fakat kısmen önlenebilir bir kanser türü olduğu için halen daha büyük önem taşır. Bilhassa mide kanseri alanında yaşanan bilimsel bazı gelişmeler, henüz kanser oluşmadan önlenebilmesi için önemli atılımların gerçekleşmesini sağladı.
Çok sayıdaki diğer kanser türünde olduğu gibi mide kanserinde de radyoterapiden, kemoterapiden ve cerrahi girişimlerden faydalanılır. Ameliyata uygun olan hastalarda ilk seçenek cerrahi müdahale olmakla birlikte bu kararın alınmasında kanserin ne derece yayıldığı ve hastanın sağlık durumu etkili olmaktadır.
Kanser ne denli erken tespit edilir ve vücutta ne kadar az yayılmış olursa cerrahi müdahale ile kür şansı da o derece artmış olur. Kür amacıyla gerçekleştirilen cerrahi girişimlerde midenin tamamı ya da büyük bir kısmı ile midenin etrafında bulunan lenf düğmeleri çıkartılır. Bunun haricinde ilerleyen evrelerdeki hastaların yaşam konforunu arttırmak için yapılan bazı cerrahi operasyonlarda mevcuttur.
Kemoterapi tedavisi ise yine ileri evreleri yaşayan hastalarda tümörün büyümesini yavaşlatmaya yönelik olarak uygulanır. Radyoterapi tedavisi ise mide kanserinde rutin biçimde uygulanan bir tedavi metodudur. Bunun yanı sıra tümörlerin küçültülmesinde, ağrı hissinin giderilmesinde de radyoterapiden faydalanılır.
Mide tümörü olan hastalarda;
Mide kanseri ölümcül kanser türlerinden biridir. Bu hastalığa yakalananların yüzde 80’ hayatını kaybetmektedir. Mide kanseri birinci evredeyse, mide dışına yayılmamışsa 5 yıllık sağ kalım oranı %70’tir. İkinci evrede ise 5 yıllık sağ kalım oranı %32-45’tir. Bu oran üçüncü evrede %9-20, dördüncü evrede ise %4’lere kadar düşmektedir.